Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Krizleri fırsata dönüştürerek tarihimizin en yüksek büyüme oranlarına ve ihracat rakamlarına eriştik” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Krizleri fırsata dönüştürerek tarihimizin en yüksek büyüme oranlarına ve ihracat rakamlarına eriştik” için yorumlar kapalı 96083

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2022 Yılı Dış Ticaret Rakamları Açıklaması” programında yaptığı konuşmada, “Tüm dünyayı derinden etkileyen Kovid-19 salgını, küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar, Rusya-Ukrayna savaşı, ham madde ve enerji krizi gibi sıkıntılar ekonomimizin ve ihracatımızın hızını kesemedi. Tam tersine bu krizleri fırsata dönüştürerek tarihimizin en yüksek büyüme oranlarına ve ihracat rakamlarına eriştik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022 yılı dış ticaret rakamlarının açıklandığı programa katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, Cumhuriyet’in kuruluşunun yüzüncü yılıyla sembolleştirdiği hedefleri bünyesinde barındıran 2023’ün, tüm insanlığa hayırlı olmasını diledi.

Türkiye Yüzyılı vizyonunun bu ilk yılında, ihracat başta olmak üzere ülkenin her alanında önemli başarılara, rekorlara imza atacağı bir yıl olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin yeni yüzyılının ilk iş gününü yani Türkiye Yüzyılımızın başlangıcı olan bir günü ihracatla ihracat ailemizle birlikte açıyoruz. Bilindiği gibi son 20 yılda Gazi Mustafa Kemal’in, Cumhuriyetimizi kurarken ifade ettiği ‘Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma’ hedefi doğrultusunda çok çalıştık” diye konuştu.

“ARTIK, UFKUNU BÖLGESİNİN ÖTESİNDE KÜRESEL DÜZEYE TAŞIMIŞ BİR TÜRKİYE VAR”

Hayata geçirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla hem geçmişin ihmallerini, eksiklerini, hatalarını telafi ettiklerini hem de geleceğin altyapısını kurduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’ime binlerce kez hamdolsun ki artık sahip olduğu stratejik önemin ve imkânların farkında bir Türkiye var. Artık siyasi ve ekonomik özgürlüğü yüksek bir Türkiye var. Artık ufkunu bölgesinin ötesinde küresel düzeye taşımış bir Türkiye var. Artık kimseye özenmeden, kimseye tabi olmadan her alanda kendi özgür politikalarını geliştirebilen, uygulayabilen, sonuç alabilen bir Türkiye var” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan sanayiye, tarımdan spora, çevreden sosyal yardımlara her alanda bu Türkiye fotoğrafını görebilmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, ekonomide de büyük hayallerle yola çıktıkları bu yolda en somut neticeleri aldıkları başlıklardan birinin ihracat olduğunu dile getirdi.

“2022’NİN İLK ÜÇ ÇEYREĞİNDE YÜZDE 6,2’LİK BİR BÜYÜME KAYDETTİK”

Tüm dünyayı derinden etkileyen Kovid-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, ham madde ve enerji krizi gibi sıkıntıların ekonomi ve ihracatın hızını kesemediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam tersine bu krizleri fırsata dönüştürerek tarihimizin en yüksek büyüme oranlarına ve ihracat rakamlarına eriştik. Sadece 2021 yılında yüzde 11,4 oranında büyüyerek son 50 yılın en iyi seviyesini yakaladık. İhracat tek başına bu tarihî büyüme oranına 5,3’lük katkı yaptı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin küresel ihracattan aldığı pay ilk kez yüzde 1’in üzerine çıktı. Geçtiğimiz yıl da istikrarlı büyümemizi sürdürdük. Gelişmiş ülkeler dâhil, dünyanın derin sancılarla kıvrandığı bir dönemde, 2022’nin ilk üç çeyreğinde yüzde 6,2’lik bir büyüme kaydettik. Bu büyümenin de yarısından fazlası mal ve hizmet ihracatından geldi. İhracatımız üreten, ekonomimizin fikir gücü olmaya devam ediyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeyi esas alan ekonomik programımızın olumlu etkileri istihdam üyelerine de yansıdı. Öyle ki 2020 yılı birinci çeyreğine kıyasla 2022 yılı üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi, 3,5 milyon ilave istihdama kavuştu” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam seviyesinde sanayi sektörünün katkısının 1 milyonu geçtiğini belirterek, bu rakamın, üretim ve ihracattaki güçlü performansın ülke ekonomisine ne derece olumlu yansıdığına işaret ettiğini söyledi.

“2022 YILI İHRACATIMIZ 254,2 MİLYAR DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞMİŞTİR”

Dünyanın ciddi siyasi ve ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir dönemde yatırımları kesintisiz sürdürmenin, istihdamı 31,5 milyona çıkarmanın, üretimde söz sahibi olmanın, artan belirsizliklere rağmen ihracatı yükselterek devam ettirmenin, katma değer ve marka oluşturmanın, ülke ekonomisine katkı sağlamanın ve tüm bu işleri başarmanın kolay olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablonun, Türkiye’nin artık krizlerin altında ezilen değil krizleri yöneten, hatta krizleri fırsata çeviren bir ülke konumuna geldiğini gösterdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın her ay rekor üstüne rekor kırarak bugünlere gelişini hep birlikte adım adım takip ettiklerini dile getirerek, “Şimdi burada büyük bir gurur ve memnuniyetle ifade etmek isterim ki küresel olumsuzluklara rağmen 2022 yılı ihracatımız, geçen yıla göre yüzde 12,9 oranında artışla 254,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam, Cumhuriyet tarihimizin rekorudur. Bu ihracat rakamının ülkemize, milletimize, ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

Bu başarıya ulaşılmasında emeği geçen işçisinden, mühendisine, üreticisinden pazarlamacısına, lojistikçisinden dağıtıcısına kadar her kademedeki ihracatçıyı tebrik ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şüphesiz ki burada gerek Bakanımızın gerek ekibinin büyük emekleri var. Paydaşlar olarak gerçekten Türkiye İhracatçılar Meclisinin aynı şekilde büyük katkıları var. Ama bundan sonra hedefimiz, Türkiye’nin, dünyanın en çok ihracat yapan ilk 10 ülkesi arasındaki yerini almasını sağlamaktır. Bu hedefe ulaşana kadar çalışmayı sürdüreceğiz.”

“ÜLKEMİZDE İHRACAT YAPMAYAN İLİMİZ KALMADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye İhracatçılar Meclisi çatısı altında yer alan 61 ihracatçı birliği ve 100 bini aşan ihracatçımızla bu tarihî rekora beraberce imza attık. Bundan 20 yıl önce yola çıktığımızda 36 milyar dolar olarak devraldığımız ihracatımızı hamdolsun tam 7 kat artırdık. Aylık ortalama 3 milyar dolar ihracattan 21 milyar doların üzerinde ihracata çıktık. Ülkemizde 2002 yılında 33 bin 523 firmamız ihracat yaparken, geçen sene bu sayı 111 bini geride bıraktı. Daha da önemlisi 2022 yılı Ocak-Kasım dönemi itibarıyla ihracat ailemize katılan yeni firma sayımız ne oldu biliyor musunuz? 9 bin 700’ü aştı. Aynı dönemde 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız 5’ten 24’e yükseldi. Artık ülkemizde ihracat yapmayan hiçbir ilimiz kalmadı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en önemli ticari ortak olan Avrupa Birliğine (AB) olan ihracatın yüzde 12 oranında artış kaydetmesinin ayrıca önemli olduğuna işaret ederek, geçen sene AB’ye verilen dış ticaret fazlasının net 10 milyar doların üzerine çıktığını anlattı.

Yakın Doğu ve Orta Doğu ülkelerine ihracatın yüzde 19,3, Kuzey Amerika ülkelerine yüzde 17,1, AB dışı, Avrupa ülkelerine yüzde 16 olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Afrika bölgesine ihracatın ise yüzde 9,8 oranında arttığını belirtti.

“MİLLÎ PARAMIZLA İHRACAT YAPTIĞIMIZ ÜLKE VE BÖLGE SAYISI 197’Yİ BULDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ” İhracatımızda kendi paramızı giderek etkin şekilde kullanmaya başladık. Ey gayrimilliler, burayı iyi dinleyin; millî paramızla ihracat yaptığımız ülke ve bölge sayısı 197’yi buldu. Türk lirası ile gerçekleşen dış ticaret hacmimiz de yaklaşık 350 milyar liraya ulaştı. Hizmet ticaretinde de dünyadaki konumumuzu geliştirmeye devam ediyoruz. Hizmet ihracatımızı 20 yılda 14 milyar dolar seviyesinden önceki sene itibarıyla 61,4 milyar dolar seviyesine çıkarmıştık. Geçtiğimiz sene hizmet ihracatımız için de tam bir yükseliş oldu. Yılın ilk 10 ayında hizmet ihracatımızı 76,4 milyar dolara yükselttik.”

“Yıl sonu gerçekleşmesi itibarıyla hizmet ihracatımızın, hedefimiz olan 85 milyar doların da üzerine çıkmasını ve cari açığın azaltılmasına 50 milyar dolarlık katkı sağlamasını bekliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Mal ve hizmet ihracatında yazdığımız bu başarı hikâyesiyle 350 milyar dolara ulaşan büyük bir ihracat ekonomisini hep birlikte oluşturduk. Bir önceki buluşmamızda sizlerle 2022 yılında hayata geçirmeyi planladığımız projeleri, stratejileri de paylaşmıştık. Aradan geçen bir yılın ardından bugün verdiğimiz tüm sözleri hayata geçirmiş olmanın memnuniyetiyle sizlerin karşısında bulunuyoruz. Tabii az önce Mustafa kardeşim (TİM Başkanı Mustafa Gültepe) bir şeyler söyledi. Dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarının bölge ayrımı yapmadan teşvik kapsamına alınmasını istedi. Ben de şimdi burada Bakanıma talimat veriyorum. İkisi de birbirinin dilinden anlar. O da Trabzonlu, o da Trabzonlu. Bunu inşallah hayata geçirelim.”

İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmayı ve teminat sorunlarını çözmeyi hedefleyen İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi’ni de mart ayı başında faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mart ayından bu yana şirket vasıtasıyla 5 bin 500’e yakın ihracatçıya 20 milyar lira ihracat kredisi kefaleti sağlandığını hatırlattı.

“İHRACATÇILARIMIZ İÇİN FİNANSMANA ERİŞİM KADAR BU FİNANSMANIN MALİYETİNİN DE ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Geçtiğimiz ağustos ayında bu şirketin sermaye yapısını 20 bankanın ortaklığıyla daha çok sayıda ihracatçımıza finansman imkânı sağlamak için hem çeşitlendirdik hem de güçlendirdik. Ocak ayı sonuna kadar tamamlanacak sermaye artırımlarının ardından başlangıçta 1,4 milyar lira sermayeyle kurduğumuz İhracatı Geliştirme AŞ’nin sermayesi 6 milyar liraya yaklaşacak. Bu sayede ihracatçılarımızın şirketin kefaletiyle ulaşabilecekleri kredi hacmi potansiyeli 122 milyar lirayı aşacak. KOBİ’lerimiz, başta olmak üzere ihracatçılarımıza derin bir nefes aldıran bu çalışmada emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama biz bunu yeterli görmüyoruz. İhracatçılarımız için finansmana erişim kadar bu finansmanın maliyetinin de önemli olduğunu biliyoruz. Kefalet kolaylığı yanında ihracatçılarımızın piyasa şartlarında en uygun maliyetle kredi alabilmelerini sağlamak için yine aynı şirket bünyesinde yeni bir uygulama başlattık. Kredi ihtiyacı olan ihracatçının talebi, şirketin ortağı 20 bankanın tamamına teknolojik imkânlarla anında iletilerek, en uygun şartları sunan bankaya süratle ulaşabilmesi temin edilir. ‘Kefalet Portalı’ adı verilen bu uygulamanın da tüm taraflara hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hizmetler sektörünün, malların üretimine ve ticaretine sağladığı kritik girdiler ile küresel tedarik zincirlerinde ve ekonomik kalkınmada giderek daha önemli bir rol oynamaya başladığını, Türkiye için de bu sektörün net döviz girişi sağlaması, ciddi bir istihdam kaynağı olması ve yol açtığı katma değerle vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık, spor, eğitim, fuar, film, yazılım ve lojistik gibi birçok hizmet sektörünü kapsayan destek paketini Nisan 2022’de kamuoyuna açıkladıklarını hatırlattı.

Hizmet ihracatı yapan sağlık kuruluşları ile aracı ve iş birliği kuruluşlarının faaliyetlerini verilen desteklerle geliştirdiklerini ve çeşitlendirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız hâlen 90 milyar dolar civarında olan uluslararası sağlık hizmetleri pazarından en büyük payı alarak ülkemizi önce bölgesinin sonra dünyanın sağlık üssü konumuna getirmektir. Bu çalışmalarımız sayesinde 2021’de 1,7 milyar dolara ulaşan sağlık hizmetleri ihracatımız, 2022’de 2 milyar doları yakalayacak bir yere doğru gidiyor. Artık bu alandaki hedefimizi 2023 için 5 milyar dolar olarak belirliyoruz” ifadesini kullandı.

“BUGÜN TÜRKİYE, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEN SONRA DİZİ İHRACATINDA İKİNCİ SIRADADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 10 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede dizi ve film sektörü ihracatında da hızla mesafe katettiğine dikkati çekerek, “Bugün Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dizi ihracatında ikinci sıradadır. Türk dizileri Latin Amerika’dan Uzak Doğu’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya kadar oldukça geniş bir coğrafyada 160’dan fazla ülkede 800 milyonu aşkın izleyiciyle buluşuyor. Sektör verileri 2022 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 750 milyon dolar düzeyinde bir ihracat hacmini yakaladığımızı gösteriyor. Dizi ve film ihracatımızın bu yıl 1,5 buçuk milyar doları aşarak tüm dünyada 1,5 milyar izleyiciye ulaşmasını hedefliyoruz. Bunun için dizi, film, animasyon, belgesel ve diğer program formatlarının ihracatına yönelik destekleri artırarak sürdüreceğiz” diye konuştu.

Hizmet sektörleri ihracatında önemli bir yere sahip olan, yeniliğe açık aynı zamanda da kültür ihracatına katkı sağlayan eğitim alanına yönelik yeni destekler de planladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yükseköğretim ve özel öğretim kurumlarımızın eğitim ihracatı pazarına girişiyle markalaşma süreçlerini yakından takip ediyoruz. Kurumlarımız arasında tesis edilen iş birliği sayesinde uluslararası öğrencilerden elde edilen hizmet ihracat gelirimizi inşallah bu yıl 2 milyar dolara çıkaracağız” dedi.

“ÜLKEMİZİN ULUSLARARASI FUARCILIK HİZMETLERİNDEKİ REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRMAKTA KARARLIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarısına yakını kıtaları ve kültürleri birleştiren İstanbul’da olmak üzere Türkiye’de yılda 400’ün üzerinde fuar düzenlendiğine işaret ederek, şöyle konuştu: “Ülkemizin fuarcılıkta marka hâline gelmesi ve lider ülkelerden biri olması amacıyla İstanbul’a, şehrimize yakışan bir fuar alanı kazandırma sözü vermiştik. Hemen kolları sıvayarak 208 bin metrekaresi açık ve 225 bin metrekaresi kapalı olmak üzere büyüklüğü toplam 433 bin metrekareye ulaşacak bir fuar alanının yapımına başladık. Türkiye İhracatçılar Meclisimizin de yönetiminde yer alacağı yeni bir yapılanmayla ülkemizin uluslararası fuarcılık hizmetlerindeki rekabet gücünü arttırmakta kararlıyız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünyanın hizmet ihracatında önde gelen her ülkesi gibi Türkiye’de de lojistik ve taşımacılık sektörü ekonomiye önemli katkı sağlıyor ve tabii burada fuar, nerede olacak diye merak edenleriniz de olabilir. Evet, inşallah havalimanının yanındaki merkezde, Atatürk Havalimanı’nın yanında inşallah bu fuar merkezini böylece gerçekleştirmiş olacağız. Tabii İTO bu işin inşallah koordinesinde başı çekecek. Aynı zamanda TİM burada o da yerini alacak. Böylece İstanbul’un bir ucundan bir diğer ucuna gitmek gibi bir sıkıntının içinde olmayacağız. Şehrin merkezinde böyle bir fuara kavuşmuş olacağız. İstanbul’umuza, ülkemize hayırlı olsun inşallah.”

Küresel tedarik zincirinin bel kemiğini oluşturan ulaştırma, lojistik ve dağıtım hizmetlerinin uluslararası hizmet ticaretinde azımsanmayacak paya sahip olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bunun için ihracatın olmazsa olmazı lojistik ve taşımacılık sektörü için ayrı bir düzenlemeye gittik. Sektöre özel geliştirilen yurt dışı lojistik dağıtım ağları desteğiyle ihracatımızı artırmanın yanında lojistik performansımızı da güçlendirecek yeni bir sürecin içerisine girdik. Lojistik, dağıtım ağları sayesinde yurt içinde sahip olduğumuz lojistik, imkân ve kabiliyetlerimizi sınır ötesine taşımayı planlıyoruz. Ancak bu şekilde ülkemizin tedarik zincirlerinde yaşanacak herhangi bir olumsuzluktan etkilenmesini önleyebilir ve lojistik sektöründeki hizmet ihracatımızı artırabiliriz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilişim, hem dijital dönüşümü hızlandıran hem de dünyadaki değişimden etkilenen genç ve dinamik bir sektördür. İthal girdi oranının ve başlangıç sermayesinin düşüklüğüne karşılık katma değeri yüksek bir sektör olan bilişim, lojistikten sağlığa, perakendeden, elektronik ticarete, oyun ve uzay teknolojisine geniş bir yelpazede hizmet sunuyor. Yenilikçilik temelinde büyüyecek uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek milyar dolarlık değerlemeye ulaşabilecek girişimleri teşvik etmek için bilişimin yıldızları programını oluşturduk. Araştırma geliştirme, yoğun yüksek teknolojili, yüksek katma değerli sektörlerdeki firmaları destekleyerek bilişim hizmetleri ihracatının tabana yayılmasına yönelik mekanizmalar geliştirdik. Geçtiğimiz yıl ihracatının 2,5 milyar doları bulması beklenen bilişim sektöründe 2023 hedefimizi 5 milyar dolar olarak belirledik” diye ekledi.

İhracatı artırmak amacıyla 2022 yılının Ağustos ve Eylül aylarında verilen destekler kapsamında mal hizmet ihracatlarına 4,5 milyarın üzerine ödeme yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu desteklere ilişkin 2023 bütçesinin de 10,3 milyar liraya çıkarıldığını kaydetti.

“İHRACATIMIZIN MENZİLİNİ 4 BİN 744 KİLOMETREYE ÇIKARDIK”

Teknik müşavirliği firmalarını mevcut desteklerle güçlendirmeyi sürdüreceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Müteahhitlik firmalarımızın yurt dışında daha fazla proje üstlenebilmelerini sağlamak için karşılaştıkları sorunların çözümüne ilişkin ticari diplomasi faaliyetlerimizi de artıracağız. Küresel siyasi ve ekonomik krizlere duyarlı bir sektör olmasına rağmen yurt dışı müteahhitlerimiz, sürekli yeni pazarlar bularak yıllık performanslarını 15- 20 milyar dolar seviyesinde tutmayı başardı. Müteahhitlerimizin geçtiğimiz seneyi yaklaşık 18 milyar dolarlık proje ile kapatacakları öngörülüyor. Sektörün 2023 yılında 20 milyar dolar üzerinde bir proje büyüklüğe ulaşmasını bekliyoruz. Tanıtımını 2022’nin Temmuz ayında yaptığımız uzak ülkeler stratejimizle ihracatımızın menzilini 4 bin 744 kilometreye çıkardık. Strateji kapsamındaki ülkelere ihracatımızı 80 milyar dolara yükseltmek için de 328 eylemi kapsayan bir planı uygulamaya koyduk.”

Ticaretin en kolay ve en güvenli yapıldığı ülke olma vizyonu ışığında dış ticarette tercih edilebilirliği artırmak istediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için ihracat işlemlerimizi daha hızlı, etkin ve verimli hâle getiriyor, gümrük işlemlerini ve lojistik süreçlerini iyileştiriyor, kaçakçılıkla daha etkili mücadeleyi sağlayacak modernizasyon çalışmaları yürütüyoruz. Seri üretime geçen, özellikle geçen yıl başladığımız ilk yerli ve millî x-ray araç ve konteyner tarama sistemimizi, İzmir Alsancak Limanı’nda faaliyete aldık. Millî imkânlarla ürettiğimiz bu sistemi ilk aşamada gümrük kapılarında yaygınlaştıracak daha sonra da ihtiyaç duyan diğer kurumlarımızın istifadesine sunacağız” diye konuştu.

“İHRACATIMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN GECE GÜNDÜZ DEMEDEN AZİMLE, SAMİMİYETLE ÇALIŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl verdikleri sözlerin hepsini hayata geçirdiklerini ve bununla da yetinmeyerek ortaya çıkan ihtiyaçlara ve değişen şartlara göre yeni projeleri devreye aldıklarını söyledi.

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözüne uygun şekilde lafla değil icraatla milletin huzuruna çıktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Emanetini üstlendiğimiz her iş gibi ihracatımızı geliştirmek için de bıkmadan, usanmadan, gece gündüz demeden azimle, gayretle, samimiyetle çalışıyoruz. Pek çok tarihî dönüm noktasının sembolü olan 2023’te, Türkiye Yüzyılı için milletimizden son defa destek isterken işte bu hissiyatla hareket ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı açıklarken ne dedik? Doğ ey güneş, üstümüze dök ışıklarını/ Dağılsın bulutlar/ Mazlumlar söylesin şarkılarını/ Başlasın Türkiye Yüzyılı. Yarın değil hemen şimdi. 2023’te güçlü bir Türkiye, güçlü bir ekonomi için ülkemizi müreffeh yarınlara taşımak için pek çok yeni proje ile ihracatımızı artırmak için beraber çalışacağız. Bu mücadeleyi de yarın değil hemen şimdi anlayışıyla vereceğiz. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın tamamı gibi Türkiye Yüzyılı’nı da milletimizin gönülden benimseyerek zirveye taşıyacağından şüphe duymuyorum.”

Geçen yıl elde edilen tarihin en yüksek ihracat rakamının hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzerinde ‘Made in Türkiye’ yazan ürünleri, zorlu şartlara rağmen dünyanın dört bir yanına fedakârca ulaştıran tüm ihracatçılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.

Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ve çok sayıda davetli de katıldı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244670

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120790

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge