Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarihî nitelikle sayısız reforma imza attık Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarihî nitelikle sayısız reforma imza attık için yorumlar kapalı 255680

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 22. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimize olan minnet borcumuzu hep daha çok çalışarak, daha fazla hizmet ederek ödedik. Aklınıza gelen her başlıkta ülkemizi ayağına takılan zincirlerinden kurtardık” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen AK Parti 22. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine parti teşkilatını, gençleri, 81 ilin tamamını, tüm vatandaşları, milletin huzuru için sınırlar içinde ve dışında cansiperane görev yapan tüm güvenlik güçlerini selamlayarak başladı.

AK Parti olarak, bugün gerçekten büyük bir gurur ve heyecan yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak şiarıyla 22 yıl önce çıktığımız kutlu yolda, bir kilometre taşını daha bugün geride bırakıyoruz” diye konuştu.

Milletin umudu olarak yine milletin sinesinden, 14 Ağustos 2001’de doğan AK Parti’nin, bu sene 22’nci yaşını kutladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Partimizin 22’nci gurur yılında, bu vesileyle bir kez daha kuruluşundan itibaren AK Parti kademelerinde görev almış, AK Parti’ye gönül vermiş, AK Parti davasını savunmuş tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu 22 yıllık süreçte teşkilatlarımızın her kademesinden kardeşlerimizden nicelerini toprağa verdik. Kimi eceliyle vefat etti. Kimi de AK Parti’nin taşıdığı dava sancağını yüceltmek için koştururken, bölücü terör örgütünün kalleş saldırılarında şehit düştü. Kimi de tabii afetlerin kurbanı oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun. Rabbim inşallah ebedi âlemde sevgililer sevgilisi Peygamberimizin o kutlu sancağı altında buluşmayı bizlere nasip etsin. En son, 6 Şubat depremlerinde Adıyaman Milletvekilimiz Yakup Taş; eşi, torunları, kardeşi, yeğenleriyle birlikte hayatını kaybetti. Daha geçen hafta Ankara Ayaş Belediye Başkanımız Burhan Demirbaş’ı ebediyete uğurladık. Ahirete irtihal eden tüm yol arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekânlarını cennet eylesin diyorum.”

Bugünlere, milletin duası yanında ailesinden, işinden, mesaisinden, gerektiğinde sağlığından fedakârlık yaparak samimiyetle çalışan, koşan, koşturan dava erlerinin çabalarıyla geldiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında AK Parti’nin başarısı için tam 22 senedir dua eden ve ter döken herkesten Allah razı olsun diyorum. Şu anda bu salonda bulunan siz kardeşlerim başta olmak üzere, partimiz çatısı altında Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet eden yol ve dava arkadaşlarımın her birine şükranlarımı sunuyorum. Rabbime, şahsıma sizler gibi yiğit, sizler gibi vefalı ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için sonsuz hamdediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 22’nci kuruluş yıl dönümünün ülkeye ve tüm AK Parti teşkilatlarına hayırlı olmasını diledi.

“GENÇLERİMİZİN ÇOĞU, ZİHİNLERİNDE O ESKİ TÜRKİYE’Yİ MAALESEF CANLANDIRAMIYOR”

AK Parti iktidarlarında dünyaya gelenlerin, partinin kuruluş döneminde Türkiye’nin nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğunu bilmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 22 yıl öncesinden bahsettiğimizde, gençlerimizin çoğu, zihinlerinde o eski Türkiye’yi maalesef canlandıramıyor” diye konuştu.

AK Parti öncesi Türkiye’yi, Abdürrahim Karakoç’un Anadolu şiiriyle nasıl anlattığına bakılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiirden dizeler okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Evet, 28 Şubat’ın millî iradenin üzerinden silindir gibi geçtiği, 2001 krizinin etkilerinin tüm toplumda hissedildiği, işçinin, esnafın, iş dünyasının geleceğini göremediği bir iklimde partimizin kuruluşunu ilan ettik. AK Parti, umutsuzluğun, belirsizliğin ve yasakların adeta karabasan gibi çöktüğü Türkiye’ye tıpkı bir güneş gibi doğmuş, umudun adı olmuştur. Kuruluşumuzun üzerinden bir buçuk sene bile geçmeden, milletimizin AK Parti’yi iktidara taşımasının, ülkeyi yönetme görevini vermesinin, geleceğini AK Parti’li kadrolara emanet etmesinin sebebi, işte budur. Milletimiz bize ve partimize güven duymuş, AK Parti ve AK Parti’li kadrolar da Allah’a hamdolsun, bu güvene hiçbir zaman gölge düşürmemiştir. AK Parti’yle birlikte siyaset tabii rotasını bulmuş, Türkiye’de, merkezinde daha fazla demokrasinin, daha fazla özgürlüklerin, daha fazla ekonomik kalkınmanın olduğu yeni bir dönem başlamıştır.”

Milleti hor gören elitist anlayış yerine, millete hizmetkârlık yapmayı şeref payesi bilen bir dünya görüşünü ülkede hâkim kıldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik” ifadelerini kullandı.

Salondaki gençlerin tezahüratları üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili gençler ben de aşığım size” karşılığını verdi.

Hak ve hürriyetler noktasında vesayetçilerin bıraktığı enkazı temizleyerek, demokrasinin standartlarını yükselttiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sözüne, ahdine ve kavline sadık bir dava hareketi olarak, özümüze ve değerlerimize daima sahip çıktık. Mayamızı atan, hamurumuzu yoğuran, kumaşımızı dokuyan, destek ve duasıyla en zor günlerimizde dağ gibi yanımızda duran aziz milletimize asla ihanet etmedik, asla hürmetsizlik göstermedik” dedi.

“DENEMEDİKLERİ YOL KALMADI”

“Akrebin kıskacında sınandığımız 22 yıllık dönemde içeriden ve dışarıdan bizi yıkmak için denemedikleri yol kalmadı” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, nice ihanetlere maruz kaldıklarını, nice saldırılara göğüs gerdiklerini, nice badireler atlattıklarını, nice engelin, zorluğun, sıkıntının üstesinden geldiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Karanlık cinayetlerden Cumhuriyet mitinglerine, medya provokasyonlarından kapatma davasına, 367 garabetinden 17-25 Aralık girişimine, Gezi olaylarından 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne, her çeşidinden terör saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar bir siyasi hareketin belki de asırlar boyunca karşılaşmayacağı sayıda hainliği, vandallığı, hukuksuzluğu, biz sadece 22 yılda yaşadık, gördük. Neyle karşılaşırsak karşılaşalım, her zaman Allah’a dayandık, saye sarıldık, hikmetine ram olduk. ‘Yol varsa budur bilmiyoruz başka çıkar yol’ dedik.”

“ÜLKEMİZİ AYAĞINA TAKILAN ZİNCİRLERİNDEN KURTARDIK”

Millete olan minnet borçlarını hep daha çok çalışarak, daha fazla koşturarak, daha fazla hizmet ederek ödediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, akıllara gelen her başlıkta ülkeyi ayağına takılan zincirlerinden kurtardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile ilk defa, doğrudan milletin tercihiyle sivil irade eliyle yönetim sistemini değiştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin 81 vilayetinin tamamına, 922 ilçemizin her birine, beldelerden köylere kadar 780 bin kilometrekarenin her karışını eser ve hizmetlerimizle nakış nakış işledik. Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaşımda, sanayide, ekonomide, tarımda, hasılı hayatın her alanında bizden önce yapılan hizmetlerin katbekat fazlasını iktidarlarımız dönemine sığdırmayı başardık. Merhum Mehmet Akif’in, milletimizin 3 asırlık özlemlerine tercüman olduğu şu hayalinin mimarı AK Parti olmuştur; Sayısız mektep açılmış; kadın, erkek okuyor; işliyor fabrikalar, yerli kumaşlar dokuyor. Gece gündüz basıyor millete nafi asar; adeta matbaalar bir uyumaz hizmetkâr. Mülkü baştanbaşa imar edecek şirketler; halkın irşadına hadim yeni cemiyetler, durmayıp iş buluyor, gösteriyor, uğraşıyor; gemiler sahile boydan boya servet taşıyor. Akif’in dile getirdiği o yerli üretimi, başta savunma sanayii olmak üzere her alanda gerçeğe dönüştüren kadro işte buradadır, bu salondadır. Bizlere bu şerefi bahşeden Rabbimize hamdediyoruz. Son 22 yılda girdiğimiz 17 seçimin tamamında bizden destek ve duasını esirgemeyen aziz milletimize teşekkür ediyoruz. Partimizin başarılarına en az bizim kadar sevinen gönül coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz.”

“TARİHÎ NİTELİKLE SAYISIZ REFORMA İMZA ATTIK”

AK Parti olarak, Türk siyasetinin son 22 yılına yön verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşılaştığımız engellere rağmen tarihî nitelikle sayısız reforma imza attık. Yıllardır kendi öz yurdunda parya olarak görülen toplum kesimlerini, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı hâline getirdik. Demokrasimizin standardını yükselttik, vesayeti gerilettik. İmkânsız denilen pek çok başarıyı ülkemizin kazanç hanesine gururla yazdırdık” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıllık siyasi yolculuklarında kalibre ve kalitelerine uygun bir muhalefet bulamadıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü : “Her şeyi değiştirdik fakat ülkemizin ana muhalefet partisini, tek parti faşizminin boyunduruğundan bir türlü kurtaramadık. Halka rağmen halkçı bu zihniyet mensuplarına millete saygı duymayı, millî iradeye hürmet göstermeyi öğretemedik. 22 yıllık sürede tam 17 kez sandıkta bizimle yarıştılar. Yani ortalama 1,5 yılda bir siyaset arenasında karşımıza çıktılar. Her defasında milletten okkalı bir tokat yediler. Milleti hafife almanın, millî iradeyi aşağılamanın, sandığın meşruiyetini sorgulamanın bedelini seçimleri kaybederek ödediler.”

Muhalefet partilerinin yaşadıkları onca hezimete ve seçim yenilgisine rağmen bir kez olsun hatalarından ibret almadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir kez olsun ‘Biz nerede yanlış yaptık’ sorusunu kendilerine sormadılar. Bir kez olsun, kendi yanlışları dolayısıyla milleti suçlama alışkanlıklarını terk etmediler. Dün, vatandaşı ‘gerici, yobaz, takunyalı, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı’ diye aşağılıyorlardı. Bugün de ‘kırsal kesim’ diyerek tahkir ediyorlar. Dün, açık oy gizli tasnifle millî irade hırsızlığı yapıyorlardı, bugün de sandığın meşruiyetini tartışmaya açarak aynı faşizmi sergiliyorlar. Dün, iktidara giden yolu vesayetçilerin himmetinde arıyorlardı, bugün de terör örgütleriyle iş birliği yapmakta görüyorlar. Nereye dayanıyorlar, Kandil’e. Kandil’den gelecek desteğe dayanarak seçim kazanacaklarını zannediyorlardı. Ne oldu? Oldu mu? 14’ünde oldu mu? 28’inde oldu mu? Olmadı, olmaz. Bu millet asla bu yanlışlara, bu teröre ve teröristlere yüz vermeyecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin her seçim sonrasında, içindeki sandık ve millî irade nefretini kusmaktan geri durmadığını belirterek, “Velhasıl, yıllar geçiyor, ülke değişiyor, dünya değişiyor, köprülerin altından çok sular akıyor hatta eski çamlar bardak oluyor ama CHP’nin faşist kodları asla değişmiyor. Kılıçdaroğlu ve avanesinin, milletin tercihlerine karşı hazımsızlıklarında zerre kadar iyileşme olmuyor” dedi.

“SÖZÜNÜN ERİ OLMADI”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun girdiği 13 seçimin 13’ünü de kaybettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her seçim öncesinde çeşitli oy oranları vererek şayet bunları alamazsa istifa edeceğini, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmayacağını söyledi ama hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi. Bunu yapmadığı gibi, başta kendi seçmeni olmak üzere vatandaşın aklıyla alay etmeye devam etti. Daha 3 ay önce, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde yaşadığı ağır hezimete rağmen hâlen çıkıp milletten özür dilemiyor, kendini hesaba çekmiyor, hatalarıyla yüzleşmiyor. Kapalı kapılar ardında, terör örgütünün siyasi uzantıları dâhil, kimlere ne sözler verdiğini, neleri taahhüt ettiğini açıklamıyor. Çok açık ve net söylüyorum, Kılıçdaroğlu ve CHP’li oligarkların bu pişkinlikleri, bu arsızlıkları en fazla Gazi’nin hürmetine CHP’ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Toplumun belli kesimlerinde hayal kırıklığı giderek büyümekte, bunların aymazlıklarından dolayı umutsuzluk yaygınlaşmaktadır. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum, açık söylüyorum, demokrasimiz için de risk oluşturmaktadır.”

“DAVETİM 85 MİLYONUN HER BİR FERDİNEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde farklı tercihlerde bulunmuş tüm vatandaşlara çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Türkiye’nin tüm renklerini, tüm zenginliklerini temsil kabiliyetini haiz parti, AK Parti’dir. AK Parti bir Türkiye partisidir, 85 milyonun tamamının partisidir. Üye sayısı itibarıyla ülkemizin en büyük siyasi hareketiyiz. Bizim nazarımızda, her insan bir cihandır. Hangi kökene, hayat tarzına, kültüre, gelire, statüye sahip olursa olsun, tüm vatandaşlarımız değerlidir, hürmete ve hizmete layıktır. Kalbi Türkiye için atan herkese kapımız da gönlümüz de sonuna kadar açıktır.”

AK Parti çatısı altında, yüreğinde millet ve memleket sevdası olan herkese yer olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Davetim 85 milyonun her bir ferdinedir. Sadece seçmenine değil, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamına saygı duyan, hesap veren, cesaretle hesap sorabileceğiniz bir parti ve ittifak arıyorsanız, gelin siz de AK Parti ve Cumhur İttifakı’na katılın. Yarın neredeyiz, yarın Ahlat’tayız, öbür gün Malazgirt’teyiz ve Cumhur İttifakı olarak inşallah ecdadımızın Anadolu’da çıktığı yolda biz iri oluyoruz, diri oluyoruz hep birlikte Türkiye oluyoruz. Size sürekli dayatmalarda bulunulmasından, her seçim öncesinde ‘Tıpış tıpış oy vereceksiniz’ denilmesinden, tepkilerinizin kibir kulelerine ulaşmamasından rahatsızsanız, gelin siz de AK Parti ailesinin üyesi olun. ‘Hayat tarzı’ diyerek size korku salıp, koltuklarını korumaya çalışanlara, gelin hep beraber esaslı bir ders verelim. Neşet Ertaş, ‘Size karşı haddi aşan, hududu geçen, küstahlaşanları altın olsa kesenizde, bal olsa kâsenizde tutmayın’ diyor. Gelin, bizler de milleti kandırmaktan utanmayan, milletin tercihlerine saygı duymayan, bu kifayetsiz muhterisleri siyasette tutmayalım. Eski Türkiye’nin bakiyesi bu arkaik ekibi, hep birlikte emekliye sevk etmeye hazır mıyız? Siyaset ve bu millet bunlardan çok çekti.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarının, sadece Türkiye Yüzyılı’na değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışır bir muhalefet pratiğinin oluşması için çok önemli bir fırsat sunduğuna inandığının altını çizerek, “Türkiye’nin, siyaset mühendisliği ürünü kurgulardan kurtulup, yerli ve millî eksende siyaset yapan bir muhalefete kavuşması, en büyük dileğimizdir. Toplumumuzun farklı kesimlerinden yükselen değişim taleplerinin böyle bir yeniliğe vesile olmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Gençlere vaatleri olan Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmekte kararlı olduklarını, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ülkeye birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf gelecek yakıştığına inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığımızın ustalık döneminde inşallah her açıdan daha müreffeh, daha güvenli, daha itibarlı, daha güçlü ve huzurlu bir Türkiye’yi inşa ederek, milletimize olan sözümüzü yerine getireceğiz” şeklinde konuştu.

“HAKTAN, ADALETTEN VE DOĞRULUKTAN ASLA SAPMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönüller yapmak için çıktıkları yolda, 22 yıldır olduğu gibi yine gönüller kazanarak mücadelelerine devam edeceklerini belirterek şunları söyledi: “Polemik yapmayacağız. Bahane aramayacağız. İstismar peşinde koşmayacağız. Önümüze çıkan engellere aldırmayacağız. Muhalefetin yalanlarına teslim olmayacağız. Haktan, adaletten ve doğruluktan asla sapmayacağız. Kibri, böbürlenmeyi kapımıza kesinlikle yaklaştırmayacağız. Vatandaşa tepeden bakanlardan asla olmayacağız. Birbirimizi sadece Allah için seveceğiz. Milletimizin bize olan güveninin sarsılmasına izin vermeyeceğiz. Yaşadığımız onca saldırıya rağmen parti olarak hâlen dimdik ayaktaysak, bunu milletimizle kurduğumuz güçlü gönül bağına ve kendi aramızda tesis ettiğimiz şu muhabbet iklimine borçluyuz. 2024’e giden süreçte bu hasletlerimize çok sıkı sahip çıkmamız gerekiyor. Şunu unutmayalım, 7 ay sonra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel yönetim seçimlerinde zafere koşmaya var mıyız? Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Ana kademe, kadın kolları ve gençler kapı kapı dolaşacağız. İşte İstanbul’un hâli ortada, Ankara’nın hâli ortada, İzmir’i zaten konuşmama gerek yok. Mersin ortada, Adana ortada. İşte buraları pırıl pırıl yeniden sahiplerine kazandırmak için çok çalışacağız. Mayıs seçimlerinde millî irade nasıl her oyunu bozduysa 2024 Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde de millet yine geleceğine el koyacaktır.”

Milletin, “muhalefetin beceriksiz yönetimleri elinde yıllarını kaybeden şehirleri gerçek belediyecilikle buluşturacağını” ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte tüm dava arkadaşlarımdan beklentim şudur: Karamsarlık zehrinin toplumumuzda yayılmasına asla fırsat vermeyin. Gençleri, kendi dipsiz karanlıklarına çekmek isteyen müflis siyasetçilerin insafına lütfen terk etmeyin. Hanım kardeşlerimizin AK Parti’nin bugünlere gelmesindeki emeklerini unutamayız. Kadınlarımızın gündemi neyse Türkiye’nin hakiki gündemi de odur. Kadınlara kulak vermeyi, onların hatırını gözetmeyi, taleplerini, dualarını almayı asla ihmal etmeyin” diye konuştu.

“DEPREMZEDELERİMİZİ KONTEYNER KENTLERE YERLEŞTİRDİK”

Deprem bölgesindeki vatandaşlara yalnız olmadıklarını hissettirmenin son derece önemli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her fırsatta depremzedelerimizin kapısını çalmayı, hâlini hatırını sormayı lütfen bırakmayın. Dedik ki çadırda yaşayan depremzede kalmayacak ve artık çadır kalmadı bütün çadırlardaki depremzedelerimizi konteyner kentlere yerleştirdik. Artık insanlarımızın derdine ortak olmak her zaman olduğu gibi önceliğimizdir. Yaşadığımız sıkıntıların geçici olduğunu Türkiye’nin bu zorlukların üstesinden gelecek imkâna ve kapasiteye sahip olduğunu insanlarımıza çok iyi anlatalım. Bunları yaparsak 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de kazanan yine hep birlikte Türkiye olacak, Türkiye Yüzyılı olacak, gerçek belediyecilik olacak. Kucaklayıcı, kuşatıcı, saygılı, mütevazı ve her kalbe dokunan bir anlayışla siyasi faaliyetlerinizi devem ettirmenizi bekliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile birlikte sahneye çıkarak, programa katılan sanatçılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge