Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD’ın 32. Kuruluş Yıl Dönümü etkinliğine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD’ın 32. Kuruluş Yıl Dönümü etkinliğine katıldı için yorumlar kapalı 80945

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 32. Kuruluş Yıl Dönümü ve “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” törenine katıldı.

Törene katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri böylesine anlamlı bir program vesilesiyle bir araya getiren MÜSİAD yönetimine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Şahsına gösterdikleri teveccüh için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Gücü Özel Ödülü’nü hem sizlerin kadirşinaslığının hem de köklü dostluğumuzun, dayanışmamızın yol ve dava arkadaşlığımızın bir nişanesi olarak inşallah ömrüm boyunca iftiharla taşıyacağım” diye konuştu.

“GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNDEN ÇIKAN FİLİZ İŞLETMELER GELİŞMİŞ ÜLKELERE TEKNOLOJİ İHRAÇ EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde dokuz farklı dalda ödülleri takdim edilen iş, akademi ve basın dünyasının temsilcilerini de tebrik ettiğini belirterek, şöyle devam etti: “Atalarımız ‘Marifet iltifata tabidir. İltifatsız emek zayidir’ diyor. Hangi alanda olursa olsun başarının kendisi kadar o başarının arkasındaki isimlerin emeklerinin de takdir edilmesi, öne çıkartılması gerekir. Hakkı verilen her başarının, hayatta daha büyük başarıların, iş dünyasında daha büyük yatırımların önünü açtığını yakinen biliyoruz. Kimi muhalefet aktörleriyle mandacı ekonomistlerin iş dünyamıza sabah akşam karamsarlık aşıladığı bir dönemde bu yaklaşım çok daha önemlidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin üretimine, ihracatına, istihdamına, sosyal ve akademik gelişimine katkı sağlayan cesur isimlerin ödüllendirilmesini bu bakımdan çok daha anlamlı bulduğunu kaydetti.

Kötümser bir tablo çizmeye çalışan şeamet tellallarına verilen en güzel cevabın az önce ödül alanlar olduğunu dile Cumhurbaşkanı getiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Esasen bugün ödül tevcih ettiğimiz isimler Türkiye’nin farklı alanlarda yazdığı başarı hikâyesinin kahramanlarından sadece küçük bir kısmı, küçük bir örneğidir. Edirne’den, Hakkâri’ye, Samsun’dan Gaziantep’e kadar vatanımızın dört bir yanında aralarında kadınlarımızın, gençlerimizin olduğu on binlerce insanımız benzer başarılara imza atıyor. Şu anda 1 milyar dolar ve üstü değerlemeye ulaşan girişim sayımız altıya ulaştı. Türk girişimcilik ekosisteminden çıkan filiz işletmeler pek çok gelişmiş ülkeye teknoloji ihraç eder hâle geldi. Fabrikalarımız çoğu zaman üç vardiya çalışarak siparişlerini yetiştirmeye çabalıyor. Yerli ve yabancı müteşebbislerin yatırım iştahı sürekli artıyor.”

“NİSAN AYI İTİBARIYLA DA 12 AYLIK İHRACATIMIZ 240 MİLYAR DOLARI AŞTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdamda 30 milyonun üzerine çıkıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Sanayi üretimimiz ve ihracatımız her ay rekorlar kırarak yükseliyor. 2021 yılını 225 milyar dolar ihracatla kapatıp, bu yıl için daha büyük hedefler belirlemiştik. Nisan ayı itibariyle de 12 aylık ihracatımız 240 milyar doları aştı. Enerji hariç, ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 100’ün üzerine çıktı. Bundan 20 sene önce 365 günde ancak 36 milyar dolar ihracat yapabilen Türkiye bugün bu rakamı 30-35 günde gerçekleştirebilir seviyeye ulaştı. Yılsonu hedefimiz olan 250 milyar dolara emin adımlarla ilerliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi ve reel ekonomiyi yakından takip eden herkesin muhalefetin yalanları ile sokak tiyatrolarının ötesindeki bu fotoğrafı çok net gördüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kim ne derse desin başarı çıtasını sürekli yukarıya taşıyan, kendisini sürekli geliştiren iş dünyamızın yolu da bahtı da açıktır. Hiç endişe etmeyin” diye konuştu.

MÜSİAD Başkanı’nın da ifade ettiği gibi bu ödüllerin güçlü Türkiye’nin güçlü üreticilerinin takdir ve teşvik edildiği bir zemine dönüşeceğine, yeni girişimcilere ve sanayicilere ilham kaynağı olacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de tüm imkânlarla Türkiye’nin potansiyeline inanan, büyük ve güçlü Türkiye idealine gönül veren, vizyoner, çalışkan, millet ve memleket sevdalısı iş insanlarının yanında olmayı sürdüreceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşıyacak, 2053 vizyonuna kilitleyecek yolun katma değerli ve yenilik odaklı üretimden geçtiğinin çok iyi farkındayız. Bu amaçla başlatmış olduğumuz teknoloji odaklı sanayi hamlesi programımızı hamdolsun yeni alanlara teşmil ederek bütün bu alanlarda başarıya kilitlenmiş vaziyetteyiz. AR-GE’sini ve üretimini ülkemizde gerçekleştireceğimiz, diğer bir deyişle yerlileştireceğimiz 919 yüksek teknolojili ürün belirledik. Hamle programının mobilite çağrısı kapsamında yapılan başvuruların değerlendirilmesi sonucunda Türkiye’ye büyük kazanımlar sağlayacak 31 projenin desteklenmesine karar verdik. Bu projeler için 3,5 milyar lira sabit yatırım ile 161 milyon lira araştırma geliştirme harcaması yapılacak.”

İleri sürüş destek sisteminden akıllı kamera sistemine, elektrikli araçların batarya taşıyıcılarından yenilikçi teknolojiye sahip hafifletilmiş parçalara kadar pek çok ürünü yerli imkânlarla üretmeyi hedeflediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde bu kapsama kimya, eczacılık, elektronik gibi yüksek teknolojili diğer sektörleri de ekleyerek hamle programlarını genişletmeyi sürdüreceklerini söyledi.

“TÜRKİYE’Yİ KRİTİK TEKNOLOJİLERİN ÜRETİCİSİ HÂLİNE GETİRME İDEALİNİ ADIM ADIM GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı yerine üreticisi hâline getirme idealini adım adım gerçeğe dönüştüreceklerine dikkati çekerek, “Değerli dostlar, bugün ödül törenimizin yanı sıra MÜSİAD’ın kuruluşunun 32. yılına kavuşmanın heyecanını ve haklı gururunu yaşıyoruz. Kurulduğu günden beri yılmadan, yorulmadan, engellere aldırmadan, Türkiye’nin kalkınmasına, ekonominin büyümesine, Türk demokrasisinin gelişmesine verdiği eşsiz katkılar için MÜSİAD’a yine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

MÜSİAD’ın güçlenmesi için samimiyetle çaba harcayan önceki başkanlarına, yönetim kurulu üyelerine, temsilcilerine ayrıca şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Elbette 32 yıllık çileli ve zorlu yolculukta pek çok kardeşimizi ebediyete uğurladık. Bu ülkeden kazandığını yine bu ülke için harcama prensibiyle hareket eden MÜSİAD’ın müteveffa üyelerini bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Rabbim hepsinden razı olsun. Mekânlarını cennet eylesin. MÜSİAD’ın doğuşuna değerli fikirleriyle öncülük eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızı da burada tazimle anıyor, Rabbimden hocamıza rahmet ve mağfiret diliyorum. MÜSİAD, medeniyet değerlerimizden neşvünema bulan anlayışıyla iş adamı örgütlerimiz içinde şüphesiz özgün bir konuma sahiptir. Geride bıraktığımız 32 yıllık zaman zarfında Türkiye’nin karşılaştığı tüm kritik dönemeçlerde MÜSİAD, bu duruşunu açıkça ortaya koymuştur. Şöyle bir hafızamızı yokladığımızda 28 Şubat’ın sermayenin renklere ayrıldığı karanlık günlerinden vesayetin yeniden hortlatılma çabalarına, Cumhuriyet mitinglerinden Gezi olaylarındaki sokak terörüne, 17-25 Aralık girişiminden 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını hedef alan saldırılara kadar her kritik dönemde MÜSİAD, daima milletin ve millî iradenin yanında saf tutmuştur.”

Sadece ekonomi ve siyasette değil, mazlum ve mağdurlarla dayanışmada da MÜSİAD’ın hep öncü bir rol üstlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD üyelerinin “veren elin, alan elden üstün olduğu” inancıyla Türkiye’nin sınırlarını aşan yardımlar yaptıklarını, kazançlarını, çalışanlarının yanında ihtiyaç sahipleriyle de paylaşarak iş dünyasına örnek olduklarını vurguladı.

MÜSİAD üyelerinin dürüstlük ve güvenilirlikle dünyanın bir ucunda Türkiye’yi en güzel şekilde temsil ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde olduğu gibi, briket evler de 600-650 briket evin orada inşa edilmesi, sizin attığınız bu güzel adımlardan bir tanesidir. Tabii bu rakamı daha da yükseltebilirseniz bizleri çok daha mutlu edersiniz. Hedef en az 100 bin briket evi orada inşa etmek” değerlendirmesinde bulundu.

“MİLLETİN BAĞRINDAN ÇIKAN MÜSİAD HER YIL BİRAZ DAHA GÜÇLENEREK YOLUNA DEVAM EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, helalinden kazanma hassasiyetleriyle asırlara sâri Ahilik geleneğini MÜSİAD’ın ihya ettiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha pek çok örneğini sayabileceğimiz bu erdemli tavırlarınızdan dolayı her birinizi tebrik ediyorum. ‘Mevla istikametinizi bozmasın, emeklerimizi zayi etmesin’ diyorum yani birilerinin kalkıp ülkemize hicret eden ama Suriye ama Afganistan ama Irak, İran, fark etmiyor. Biz, muhacirlik ve ensar olma kabiliyetinin ne olduğunu en iyi bilen bir kültürün mensuplarıyız. Muhacirlik nedir? Ensar nedir? Bunu anlamayan, bunu bilmeyenlerle bizim işimiz yok. Biz, sevgili Peygamberimizin, evet muhacirliğini de biliriz, ensar olduğu dönemi de biliriz. Onun için de biz bu yolda aynı anlayışla devam ediyoruz. Suriye’den savaştan çıkıp ülkemize sığınan bu kardeşlerimize sonuna kadar sahip çıkacağız Bay Kemal. Siz ne derseniz deyin, biz oradayız. Biz bu konutları da onun için yapıyoruz. Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmayız ve kovmayacağız. Birileri çıkmış durmadan laf salatası yapıyorlar. Yok ya. Biz asla, kapımız açık onlara, ev sahipliğimizi yapmaya devam edeceğiz ve onları katillerin eline, kucağına atmayacağız. Onun için de bu süreç içerisinde bu yardımseverliği yapıyorsak yapmaya devam edeceğiz. Zekâttan bu millet anlar. Sadaka-ı cariyeden bu millet anlar ama onlar anlamaz. Dolayısıyla da biz bu yolda aynen yürümeye devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çekilen çilelerin, yapılan fedakârlıkların, hukuk ve demokrasi zemininde yürütülen ısrarlı mücadelenin boşa gitmediğini gördüklerini kaydederek, “Milletin değerlerinin yok sayıldığı bir dönemdeki bizatihi milletin bağrından çıkan MÜSİAD, her yıl biraz daha güçlenerek yoluna devam ediyor. Yurt içinde 83 irtibat noktasına, yurt dışında ise 81 ülkede toplam 164 temsilciliğe ulaşan MÜSİAD, bugün 12 binin üzerindeki üyesi ve 60 bine yakın firmasıyla ihracatımızın yüzde 20’sine imza atıyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika’dan Asya’ya, Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar pek çok yerde MÜSİAD üyelerinin “Türk Malı” damgalı ürünlerinin rafları süslediğini söyledi.

Türkiye’nin 81 vilayetinde yaşayan milyonlarca vatandaşın, MÜSİAD üyesi firmalar vesilesiyle istihdam imkânı bulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yönetim kuruluyla, komisyonlarıyla, Genç MÜSİAD’ı ile kadın çalışma grubuyla, düzenlediği fuarlar ve organizasyonlarla MÜSİAD’ın ülkeye katkılarını takdirle takip ettiğini dile getirdi.

Ülkenin yatırım potansiyelinin doğru tanıtılmasının, üretim sahalarının geliştirilmesinin, ihracatının arttırılmasına yönelik çalışmaların gerçekleştirileceğini ve MÜSİAD Ticaret Ofisi’nin de önemli bir ihtiyacı gidereceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD Başkanı şahsında MÜSİAD yönetimini bu vizyoner projeleri dolayısıyla tebrik ederek, gelecek dönemde çok daha büyük hizmetler ve atılımlar beklediğini kaydetti.

“RASYONALİTEDEN UZAK FİYATLANDIRMA ALIŞKANLIĞIYLA MÜCADELE EDİYORUZ”

İnsanlığın, son asrın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen Koronavirüs salgınını geride bırakırken, artçı sarsıntılarıyla mücadelesini sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Salgının özellikle ekonomide arz talep dengesini altüst ettiğini, küresel ticaretin işleyişini bozduğunu, tedarik zincirlerinde kırılmalara yol açtığını, emtia ve enerji fiyatlarında çok ciddi artışlara sebep olduğunu görüyoruz. Bu olumsuz küresel ekonomik görünüm, Ukrayna ve Rusya arasında sıcak çatışmaların başlamasıyla beraber daha da kötüleşti. Örneğin, 2022 Mart ayı itibarıyla Avrupa’da doğal gaz fiyatları bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 600 oranında arttı. Yani altı katına çıktı. Benzer fiyat yükselişlerini, gıdadan petrole, navlun fiyatlarından ara mamullere kadar hemen her alanda görmek mümkündür. Katlanarak artan enerji, gıda ve ham madde fiyatları, ne yazık ki tüm dünyada enflasyonu körüklüyor. Aşırı yüksek enflasyon bugün Avrupa ve Amerika bölgesi başta olmak üzere herkesin ortak sorunu hâline gelmiştir. Enflasyon oranı, ABD ve Almanya’da son 40 yılın, Fransa’da son 36 yılın, İngiltere’de son 30 yılın, Avro Bölgesi’nde son 25 yılın zirvesine ulaşmıştır. Dahası birçok ülkede üretim yavaşlamakta, istihdam düşmekte, iç talep zayıflarken, bütçe açıkları ve kamu borçluluğu rekora koşmaktadır. Elbette tüm bu olumsuz gelişmelerden küresel ekonominin bir parçası olan Türk ekonomisi de ister istemez etkileniyor. Üstelik biz, bir de kur baskısı ve eskiden beri en önemli sorunumuz olan rasyonaliteden uzak fiyatlandırma alışkanlığıyla mücadele ediyoruz. “

Bilhassa artan enerji ve ham madde maliyetlerinin, sanayiciler üzerinde ciddi baskı oluşturduğunun farkında olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde piyasa fiyatlarında oluşan şişmenin de temel bahanesi, petrol ve enerji fiyatlarındaki aşırı dalgalanmadır. Ancak enerji fakiri olan bir ülke Türkiye. Buna rağmen kullanıcılara yansıyan fiyat bakımından Avrupa dâhil en düşük enerji maliyeti Türkiye’dedir” diye konuştu.

“KENDİ KAYNAKLARIMIZDAN ENERJİ ÜRETİMİNİ TEŞVİK EDİYORUZ”

Hükûmet olarak vatandaşın ve işletmelerin kesintisiz enerjiye en uygun fiyatlarla erişimi için tüm imkânları seferber ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi kaynaklarımızdan enerji üretimini de teşvik ediyoruz. Muhalefetin sabotajlarına rağmen nükleer güç santrallerimizi devreye almak için gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Akkuyu devam ediyor. İnşallah nükleer güç santralimiz olarak Akkuyu’yu 2023 sonuna kadar bitireceğiz. Bunun yanında 18 Mart Çanakkale Köprümüzü bitirdik ve milletimizin, tüm insanlığın emrine sunduk. Bütün bunlarla beraber birer hafta aralıklarla Tokat Havalimanı’nın açılışını da yaptık. O da sadece Tokatlıların değil, tüm insanlığın emrine amade. Dünyada beş tane deniz üzerinde havalimanı var. Bunun iki tanesi bizde. Birisi Giresun Ordu Havalimanı, şimdi ikincisinin de Rize Artvin Havalimanı olarak cumartesi günü açılışını yapıyoruz. Durmak yok, yola devam ediyoruz ama birileri de maalesef sadece boş boş konuşup duruyorlar. Bütün bu yapılanlar ortada. Artık benim Artvinli, Rizeli vatandaşım İstanbul’dan uçağa binecek 1 saat 45 dakikada hemen Rize Artvin Havalimanı’na inecek. Oradan da yarım saatte, bilemedin 45 dakikada evine ulaşacak.”

Göreve geldiklerinde Türkiye genelinde 26 havalimanı, şimdi ise 57 havalimanı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 76 üniversite varken şimdi 207 üniversitenin bulunduğunu anımsattı.

Sağlık alanında da 19 şehir hastanesi kurduklarını, yapımlarının da devam ettiğini dile getiren Erdoğan, hastane olmayan ilin bulunmadığının altını çizerek, “Eğer bunlar olmamış olsaydı, biz bu Koronavirüs belasını öyle rahat rahat atlatabilir miydik? Elhamdülillah bunların varlığı, işimizi kolay kıldı” sözlerini sarf etti.

Karadeniz’de keşfettikleri doğal gazı bir an önce ülke sistemine bağlamak için yoğun çaba harcadıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca yeni sahalarda sismik arama ve sondaj faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Şu anda 4 tane sondaj gemimiz, 2 tane de sismik araştırma yapan gemimiz var. Göreve geldiğimizde bizim böyle gemilerimiz yoktu ama şimdi artık kendimize ait gemilerimiz var. Bunlarla artık hem sismik araştırmalarımızı yapıyoruz hem sondaj çalışmalarını yapıyoruz” bilgisini paylaştı.

“EKONOMİDE YAKALADIĞIMIZ İVMEYİ ARTTIRMANIN ÇABASI İÇİNDEYİZ”

Bütün bunların yanında asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar her alanda vatandaşların hayat standardını koruyacak adımlar attıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücret artışının, işverenler üzerindeki yükünü azaltmak için de tamamı işverenlerden çıkan gelir ve damga vergilerini kaldırdıklarını hatırlattı.

İşverenlere, çalışan başına 450 lira avantaj sağlayan bu uygulamayla devlet olarak ellerini taşın altına koyduklarını göstermiş olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gerek KDV indirimleriyle gerek destek paketlerimizle gerekse pek çok alanda yaptığımız sübvansiyonlarla 85 milyonun her bir ferdinin fiyat artışlarından asgari düzeyde etkilenmesini sağlıyoruz. Bir taraftan küresel ve bölgesel istikrarsızlıklarla mücadele ederken diğer taraftan da ekonomide yakaladığımız ivmeyi arttırmanın çabası içindeyiz. Bu süreçte temel önceliğimiz hem çevremizdeki ateşi sınırlarımız dışında tutmak hem de insanımızın işini, aşını, can ve mal emniyetini garanti etmektir. Vatandaşımızın özellikle belini büken fahiş artışların bir kısmının ekonomik gerçeklerle bağlantısının bulunmadığını da elbette biliyoruz. Serbest piyasa ekonomisi sınırları içinde kazanmak yerine gayriahlaki yöntemlerle milletimizin aşına kan doğrama peşinde koşan fırsatçıların olduğunu da görüyoruz. Bakanlıklarımız ve diğer kurumlarımızla tamahkârlık yapanlara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugün, kabine toplantımız var ve bu kabine toplantımızda bu meseleleri tekrar konuşacak, tartışacak, hukuki ve idari anlamda alınması gereken ilave önlemler varsa bunlarla ilgili adımlarımızı da inşallah süratle hayata geçireceğiz. Son 20 yılda insanımızı nasıl enflasyona ezdirmediysek, açgözlü piyasa cambazlarının fiyat oyunlarına da vatandaşlarımızı kurban etmeyeceğiz.”

Ülke, millet, ekonomi ve aydınlık gelecek adına verilen bu kutlu mücadelede MÜSİAD’ın da hak ettiği yeri alacağına inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden sürekli milletimize karamsarlık aşılayan müflis siyasetçilere aldırmadan çalışmaya, üretmeye, ihraç etmeye, yatırımlarınıza yenilerini eklemeye devam etmenizi bekliyorum. 32. kuruluş yıl dönümüzü bir kez daha tebrik ediyorum. Türkiye’nin Gücü Ödülleri’ne layık görülen isimleri tekrar kutluyor, mobilite çağrısı kapsamında seçilen 31 projemizin sahiplerine başarılar diliyorum. MÜSİAD’ın şahsında ülkemizin kalkınması, hedeflerine ulaşması için çaba gösteren tüm sanayicilerimize teşekkür ediyorum” dedi.

İlk ve son kez verilen “Türkiye’nin Gücü Özel Ödülü”nü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı takdim etti.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244670

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120790

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge