“İstiklalimiz ve istikbalimiz için hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız” “İstiklalimiz ve istikbalimiz için hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız” için yorumlar kapalı 88970

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Harp Okulları Diploma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Karada, denizde ve havada, karşımıza çıkacak olan herkes, Türkiye’nin meşruiyetini uluslararası hukuktan alan haklarını, çıkarlarını, imkânlarını koruma hususundaki kararlılığını görmüştür. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için 83 milyon hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) Harp Okulları Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni Töreni’ne katıldı.

“HEP DAHA İLERİYE, DAHA İYİYE, DAHA MÜKEMMELE DOĞRU YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında mezun olan öğrencileri tebrik etti. Mezunların 548’inin Türk vatandaşı, 93’ünün ise 14 ayrı kardeş ülkeden gelen misafir öğrencilerden oluştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Böylece 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yeniden yapılandırdığımız Millî Savunma Üniversitemizin mezun sayısı 19 bin 600’e ulaşmış oluyor. Millî Savunma Üniversitemize bağlı harp okullarımızın başarılı çalışmalarını yakından takip ediyorum. Rektörümüze, hocalarımıza ve eğitimlere katkı veren tüm subaylarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yeni yapısıyla üniversitemizin her geçen yıl daha da güçlendiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Artık bu noktadan geriye gidiş asla söz konusu değildir, olmayacaktır. Hep daha ileriye, daha iyiye, daha mükemmele doğru yürümeye devam edeceğiz. Kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin nitelikli personel ihtiyacımızın karşılanması her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Terörle mücadelemize, Akdeniz ve Ege başta olmak üzere bölgedeki hak ve menfaatlerimize yönelik tehditler de eklendi. Savunma sanayimize yaptığımız yatırımları insan kaynağımızla tahkim ederek tüm bu tehditlerle etkili bir mücadele hâlindeyiz.”

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ, KURUMSAL KÜLTÜRÜ VE SAYISIZ ZAFERLERİYLE MİLLETİMİZİN GURUR KAYNAĞIDIR”

Törene, Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi açılışından geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Roketsan’ın üstün kabiliyetlerini yerinde görmenin şerefiyle müşerref olduk. Her konuda olduğu gibi savunmada da insan olmadan tek başına teknoloji yeterli ve anlamlı değildir. Subay ve astsubay kadrolarımızı ne kadar yetiştirir ne kadar donanımlı hâle getirirsek kendimizi o derece güvende hissederiz. Türk Silahlı Kuvvetleri, 2 bin 200 yılı aşan teşkilatlanma yapısı, kurumsal kültürü ve sayısız zaferleriyle milletimizin gurur kaynağıdır. Anadolu’yu bin yıldır vatanımız yapan ve devam ettiren ruh hamdolsun aynı dirilikte ayaktadır. Geçtiğimiz salı ve çarşamba günleri Ahlat ve Malazgirt’te bu ruha bizzat şahit olduk. Bugün de karşımızdaki şu manzara, mücadele azmi yanında eğitimi, donanımı, cesareti ve diğer tüm vasıflarıyla insan kaynağımızın da binlerce yıllık birikimiyle dimdik ayakta olduğunu gösteriyor. Kahraman ordumuzun karada, denizde ve havada gösterdiği başarıların gerisinde işte bu çok yönlü hasbi ve nitelikli insan kaynağı vardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin tüm kurumları gibi Türk Silahlı Kuvvetlerini de içeriden çökertme girişimlerinin milletin ordusunu sahiplenişi sayesinde boşa çıkarıldığını anımsatarak, “Kimi tarihçilerin dediği gibi ‘Biz ordusu olan bir toplum değil, bizatihi kendisi ordu olan milletiz.’ Bu hakikatin idrakinde olmayan kimi gafillerin ve hainlerin ısrarla ordumuzla milletimizi ayrıştırmaya çalışması beyhude bir gayrettir. Nasıl can bedenden ayrıldığında geriye sadece bir ceset kalırsa, bu ülkenin askeri ile milleti de aynı şekilde tefrik edilemez bir bütündür. Vatan topraklarının her karışında sınırlarımızda ve sınırlarımızın ötesindeki pek çok yerde destanlar yazan kahramanlarımızı buradan tüm kalbimle selamlıyorum” şeklinde konuştu.

“MARUZ KALDIĞIMIZ HER SALDIRI, MÜCADELE AZMİMİZİ DAHA DA PERÇİNLEDİ”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugün ülkesini ve halkını korumanın yanında bölgesindeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, soydaşların ve ümmetin umudu hâline geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ordumuz başarılarının gerisinde; nitelikli eğitimi, örnek disiplini, üstün donanımı yanında yüzlerce milyon insandan aldığı dua da bulunuyor. Teknolojik üstünlüğümüzü, yetişmiş insan kaynağımız ve manevi gücümüzde birleştirdiğimizde Allah’ın izniyle bu ülkenin önünde durabilecek hiçbir güç yoktur. Son 18 yıldır biz işte bunun için çalıştık. Önümüze konan gizli-açık nice engelleri bu inançla aştık. Son olarak 15 Temmuz’da gerçek yüzlerini gösteren hainleri bu cesaretle tepelik. Sınırlarımız dışından kuşatılmaya çalışılan ülkemizi, milletimize biçilen kefeni bu kararlılıkla parçalayıp arttık. Karşılaştığımız ikiyüzlülükleri, alçaklıkları, hak ve hukuk tanımazlıkları, tehditleri, yaptırımları birliğimizden ve beraberliğimizden aldığımız güçle yıkıp geçtik. Maruz kaldığımız her saldırı, mücadele azmimizi daha da perçinledi.”

“BİZ MÜCADELEDEN KAÇMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aştığımız her engel, kendimize olan güvenimizi daha da güçlendirdi. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle geldiğimiz yer, geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağladı. Şimdi artık dün olduğundan daha gür bir sedayla, daha samimi bir inançla, kendimizden daha emin bir şekilde düşmanlarımıza ‘hodri meydan’ diyoruz. Karada, denizde ve havada, karşımıza çıkacak olan herkes, Türkiye’nin meşruiyetini uluslararası hukuktan alan haklarını, çıkarlarını, imkânlarını koruma hususundaki kararlılığını görmüştür. Görmeyenler de emin olun hem sahada hem diplomasi masasında hem uluslararası platformlarda bu gerçekle yüzleşecekler. Biz mücadeleden kaçmayız, biz bu mücadelede şehitler, gaziler vermekten çekinmeyiz. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için 83 milyon hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız” dedi.

“Garbın afakını çelik zırhlı duvarlar sarsa bile iman dolu göğsümüzle hepsini de yıkar geçeriz. Hakkın vadettiği günlerin işte bu günler olduğuna inanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Asıl soru şu; acaba şu anda Akdeniz’de ve mücavirinde karşımıza dikilenler de aynı fedakârlıkları göze alabiliyorlar mı? Yunan halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına geleceklerini kabul ediyor mu? Fransız halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu? Kuzey Afrika ve körfezdeki kim ülkelerin kardeş hakları muhteris ve kifayetsiz yöneticileri sebebiyle kararan istikballerine razı gösteriyor mu? On binlerce kilometre öteden, Türkiye’nin demokrasisine, hukuk devletine, bölgesel çıkarlarına göz diken ülkelerin vatandaşları bu sürecin dönüp kendilerine verecekleri zararın farkında mı? Biz binlerce yıllık devlet tarihimizin ve Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın her gününü mücadele ile geçirmiş bir millet olarak tüm bu gerçeklerin idrakindeyiz.”

“TÜRKİYE’Yİ, GÜÇLENDİRMEYE, KALKINDIRMAYA, GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her karışı şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu vatanda ödedikleri bedelleri gayet iyi bildiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün de girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Aksi takdirde bizi bu topraklarda bir gün dahi barındırmayacaklarının farkındayız. Ellerinden gelse bu millete bir nefes hava, bir yudum su, bir lokma ekmek vermeyeceklerin kuşatması altında olduğumuzun bilincindeyiz. Her ne yapıyorsak onlara rağmen yaptık, yapmayı sürdüreceğiz. Türkiye’yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya, zenginleştirmeye, geliştirmeye devam edeceğiz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe, Allah’ın yardımıyla Türkiye’nin aşamayacağı hiçbir engel olmadığını yürekten inanıyoruz.”

“BİZİM FETİH ANLAYIŞIMIZ, ÖNCE GÖNÜLLERİN FETHİDİR”

Türkiye’nin tarihi boyunca hiçbir zaman saldırgan bir ülke olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin, geçmişinde sömürge lekesi bulunmayan nadir halklardan birisi olduğuna işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk medeniyetinin, bir fetih medeniyeti olduğunu, bu anlayışın, toprakların altındaki ve üstündeki zenginliklerle birlikte ele geçirilmesi üzerine kurulmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizim fetih anlayışımız, önce gönüllerin fethidir. Bizim fetih anlayışımızda ayak bastığımız her yerin mamur edilmesi vardır. Bizim fetih anlayışımız, inanç, köken, meşrep ayrımı gözetmeksizin vatan toprakları üzerindeki herkesin yaşamasını ve yaşatılmasını ifade eder. Ecdattan tevarüs ettiğimiz bu anlayışla bugün de elimizin ulaştığı, ayağımızın bastığı her yerde gönüller kazanmanın, yaşatmanın, imar etmenin, eser bırakmanın gayreti içindeyiz. Siyasi ve askerî varlık gösterdiğimiz her yere yağmalamak, almak, çalmak, üzerine konmak, haraç kesmek için değil, elimizdekini paylaşmak ve mümkünse birlikte kazanmak üzere gidiyoruz. Ülkemizin bu onurlu duruşu asırlık hesapların bozulmasına yol açıyor.”

“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR HAYKIRIŞIYLA KÜRESEL UYANIŞA VESİLE OLDUK”

Maruz kalınan saldırıların sebeplerinden birinin de bozulan hesapların acısı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırça köşklerinin çatırdadığını görenlerin bunun hıncını Türkiye’den çıkarmak için her yerde karşılarına çıktığını ama korkunun ecele faydasının olmadığını dile getirdi.

“Dünya beşten büyüktür” haykırışıyla küresel uyanışa vesile olduklarını ve bu sürecin devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yabancı, İslam ve Türk düşmanlığının, ayrımcılığın ayyuka çıktığı bir dönemden geçildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her olumsuz konuda Türkiye’nin öne çıkarılıyor olmasının, Türkiye’yle ilgili bir hassasiyetin değil, zihinlerin gerisindeki faşizmin ve husumetin işareti olduğuna dikkati çekti.

“EVLATLARIMIZA 2053 VE 2071 TÜRKİYE’SİNİ MİRAS BIRAKACAĞIZ”

Türkiye’deki bazı kesimlerin de bilerek veya bilmeyerek bu sinsi oyuna alet olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı ülkelerinin daha beter düzeyde yaşadığı sıkıntıların, sorunların sanki sadece Türkiye’ye mahsusmuş gibi yürütülen kampanyaların asla iyi niyetli olmadığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) en başarılı mücadeleyi yürüten ülkelerden biri olunmasına rağmen bu konuda Türkiye’yi karalamaya çalışanların gerçek niyet ve yüzlerini ortaya serdiğinin, güvenlikten kadın cinayetlerine kadar her konuda benzer çarpıtmalara rastlandığının altını çizdi.

Eksikleri bildiklerini, bunların düzeltilmesi gayretini gösterdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medeniyet ve devlet tarihlerinin derinliğinin, gücünün, genişliğinin farkında olmayanların hafızaları bir asırla sınırlı olabilir ama biz, binlerce yıllık süreç içinde dün nerede olduğumuzu, bugün nerede durduğumuzu, yarın nereyi hedeflediğimizi gayet iyi biliyoruz. Hamdolsun milletimiz de bu vizyona sahiptir. Önce 2023 hedeflerimizi hayata geçirecek ardından evlatlarımıza 2053 ve 2071 Türkiye’sini miras bırakacağız. Ok yaydan fırlamıştır ve mutlaka hedefini bulacaktır” diye konuştu.

“TARİHİMİZDEKİ HİÇBİR ZAFER DİĞERİNİN ALTERNATİFİ DEĞİLDİR”

Ağustos ayının tarihte zaferler ayı olarak yer aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ayda Malazgirt’le başlayan, Otlukbeli ile devam eden, Çaldıran ve Mercidabık’la süren 450 yıllık süreçte Doğu’daki zaferlerin tarihe armağan edildiğini, Batı da ise Belgrad’ın fethinden Mohaç’a kadar uzanan pek çok zaferin ağustosta kazanıldığını, Kıbrıs’ın da bir ağustos ayında vatan topraklarına katıldığını hatırlattı.

Anadolu’da kurulan son devlet Türkiye Cumhuriyeti’nin en parlak zaferi olan Büyük Taarruz’un da ağustos ayının Türk milletine hediyesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney sınırların güvenlik altına alınması gayretlerinin ilk adımı Fırat Kalkanı Harekâtı’nın da dört yıl önce ağustosta gerçekleştirildiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarihimizdeki hiçbir zafer diğerinin alternatifi değildir. Tam tersine her zafer bir sonrakinin habercisi, bir öncekinin tamamlayıcısıdır. İnşallah, daha nice ağustoslarda nice büyük zaferlere imza atacağız. Milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz karasıyla, deniziyle, havasıyla, tüm unsurlarıyla yeni zaferler için hazırlık yapmaktadır. Millî Savunma Üniversitemiz de ordumuza kazandıracağı subaylar ve astsubaylarla bu mücadeledeki yerini sürekli ileriye taşıyarak güçlendirecektir.”

Konuşmasının sonunda mezun olanları kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin yönetimine ve eğitim kadrosuna da teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dost ve kardeş ülkelerden gelerek eğitim alanlardan gittikleri yerlere selam götürmelerini istedi.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”